Меню

Страницы

Статья

ABAY VE 21. YÜZYILDA KAZAKİSTAN

Bu sene Abay Kunanbayoğlu’nun doğumuna 175 yıl dolacaktır. Halkımızın ulu evladının yıldönümünü anmak için özel olarak kurulan komisyon, hazırlık çalışmalarına başladı bile. Ulusal ve uluslararası düzeyde büyük çaplı etkinliklerin yapılması planlanmaktadır. Ancak bunların tamamı bir kutlama veyahut toy değil, manevi hazinemizin genişlemesi ve ruhani aydınlanma için yapılmaktadır.

Abay Kunanbayoğlu bilgin, düşünür, şair, eğitimci, yeni ulusal edebiyatın kurucusu, tercüman ve besteci olarak ülke tarihinde silinmez iz bırakmıştır. Onun şiirlerinde ve kara sözlerinde ulusal kimliği, eşkali, yaşantıyı, dünya görüşü, karakteri, canı, dili, dini, ruhu vücut bularak, daha sonra Abay evreni şeklinde adlandırılan benzersiz bir değişim olarak değerlendirilmiştir.

Geçen yıl Abay’ın eserlerinden kesitler okumayla ilgili bayrak yarışı yapıldı. Leylim isimli öğrencinin sunduğu davetle bu etkinliğe bende katılarak, destekledim. Okul öğrencilerinden ülke vatandaşlarına, hatta dünya çapında ünlü şahıslara kadar ilgiyle karşılanıp, devam ettirilen bu etkinlik birkaç ay boyu devam etti.

Bu vesileyle bütün Kazakistan Abay mirası konusunda tekrar bilinçlendi. Bu – Abaya olan saygı ve gelecek nesiller eğitiminin verimli yoludur. Abay eserlerinden kesitler okuma bayrak yarışı, bu sene şairin yıldönümünde yeniden canlanacağına inanıyorum.

Elbaşı Nursultan Abişoğlu Nazarbayev “Geleceğe bakış: manevi diriliş” adlı makalesinde halk bilincinin yenilenmesinin önemini vurguladı. Ulusal bilincin korunması ve modern gereksinimlere adaptasyonu ulusal bir konu haline gelmiştir. Sebebi bilincin modernizasyonuyla, 21. yüzyılda ülkemizin dinamik gelişiminin yolunu açacağız.

Bu bağlamda, Abay mirasının çok verimli olduğuna inanıyorum. Büyük şairin eserleri bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Abay'ın fikirleri hepimiz için her zaman manevi bir hazinedir.

Bu nedenle, ulusun modernleşmesinde onun eserlerini temel alarak, rasyonel kullanımını yeniden düşünmek gerekmektedir.

Ben bu makalede, Abay sözlerinin günümüzdeki güncelliğini ve halkımızın şairin eserlerinden ne öğrenmesi gerektiğini halkla paylaşmak istiyorum.

Milli Kimliğin Modeli

Modernleşme – geçmişten kopmak ve sadece yeni değerlere yol açmak demek değildir.

Aslında bu ulusal miraslarımızı bugünün olumlu eğilimlerine paralel olarak geliştirmeyi amaçlayan bir olgudur. Bu durumda biz Abay’ı göz ardı edemeyiz. Çünkü büyük düşünür bir asırdan daha uzun bir süre önce milleti değişmeye, yenilenmeye ve yeni bir hayata adapte olmaya davet etmişti.

Elbaşımızın: “Devir değişip, dünya değişse de halkımızın Abay’a karşı hisleri değişmez, aksine zaman geçtikçe Onun büyüklüğünün kuvvetli yönlerini ve yeni sırlarını keşfediyorlar.

Abay kendi halkıyla sonsuza dek birlikte yaşayacak, asırlar boyunca Kazak halkını, Kazakları yüksek zirvelere çağırmaya devam edecek”- dediği ibretli cümlesi şair mirasının ebedi vasiyeti şeklinde değerlendirileceğini bariz göstermektedir.

Abay’ın eserlerine dikkat edersek onun hep memleketin ilerlemesine, büyüyüp gelişmesine içten destek olduğunu, bu fikri yeterince övdüğünü görüyoruz. Ve ilerlemenin temelinde eğitim ve bilimin olduğu biliyoruz. Abay Kazakların sürekli okuyup öğrenmesini tüm gönlüyle istedi. “İlim bulmadan övünme” diyerek, bilimi kavramadan yükseklerin aşılamayacağını söylüyor. O “Biz ilimi satarak mal arayacak değiliz”, diyerek bilakis memleket varlıklı olması için ilmi kavramamız gerektiğine dikkat çekmişti. Ulu Abay’ın “kâr gütme, şerefini düşün, çaba göster artık öğrenmeye” dediği ibretli vasiyetini de bu ölçüde anlamamız lazım.

Bu değerlendirmeler bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Hatta öncekinden de daha önemli durumda. Nedeni 21.yüzyıldaki bilimin amacı ileriye gitme ve bir şeyleri başarmak olduğunu görüyoruz.

Bizim vazifemiz ise bu ileri göçe sadece ulaşmak değil ön saflarda yer almaktır.

Onun için ilk olarak eğitim sistemini zamana uygun şekilde geliştirmemiz lazım. Bu amaçla büyük işler yapılmasına rağmen yerli eğitim sisteminde hala eksiklikler var. Onu geliştirme yollarından seçim öncesi programımda ve geçen seneki ağustos konferansında net olarak bahsetmiştim.

“Eğitim statüsü hakkında” kanununun çıkarılması bu istikametteki iyi girişimlerin biridir. Bu kaliteli eğitimin geliştirilmesi yolunda atılmış bir adım. Genellikle her toplumda öğretmenlerin yeri ayrıdır. Öğretmenler hem eğitimli hem bilinçli nesillerin yetiştirilmesinde önemli rol oynuyorlar. Öğretmenlere saygı göstermek ve hürmet etmek hepimizin vazifesidir. Bundan dolayı devlet öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltip endişesiz çalışmalarına imkan sağlaması lazım.

Abay’ın vurguladığı iyi şeylerden biri dil öğrenmektir. Şair 25. kara sözünde başka dillerin insana ne katacağından bahsederken; “Bir milletin dilini ve ilmini bilen kişi onunla eşitlik davasına girişebilir, erdemsizce yalvarmak zorunda da kalmaz” demektedir.

Demek ki bizden ilerideki halkla aynı seviyede olmak için onların dillerini öğrenmek önemlidir.

Yeni tarihsel durumda hepimiz ana dilimizin gelişimi ve yayılmasına dikkat etmeli ve statüsünü geliştirmeliyiz. Bununla birlikte İngilizceyi öğrenmeye de önem vermeliyiz. Gençlerimiz ne kadar çok dil öğrenirse o kadar imkanları artar. Ancak ana dillerini öğrenmeye çok önem verilmesi lazım. Genç nesil Abay’ın dediği gibi bilimi tam kavrasa ve kendi diline saygı duysa hem gerçekten çok dilliliğe saygı duysa kuşkusuz milletimize sadece iyilik getireceği tartışmasızdır.

Şu an dünya her gün değil her saat değişiyor. Her alanda yeni yükümlülükler ve talepler istenmekte. Bilimdeki gelişmeler insanı ileriye götürür. Akılla gelişmenin zamanı geldi. Zamana ayak uydurmak için bilinçli zihinlere ihtiyacımız var. Bu adım, uygarlığın en iyi yönlerinin ulusal çıkarlarla birleştirilmesini gerektirir. Böyle durumlarda, basmakalıp ve dümdüz alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz lazım.

Abay bazı davranışlardan memnun kalmayarak, “derin düşünce ve derin ilim aramaz, yalanla ve dedikodu ile hareket eder” diyerek her zaman eleştirel bir gözle bakmasının nedeni budur.

Şair halkını çeşitli hünerleri kavramaya teşvik etti. Tüm bunların zamanın talep ettiği bir durum olduğunu fark ederek, halkını erkenden uyardı. Hatta şimdilerde bahsedilen entelektüel bir ulus oluşturma fikrinin bile Abay’dan esinlendiğini söyleyebiliriz. Büyük düşünür her sözüyle milletinin bilgisini arttırmayı amaçlamıştır.

Bu yüzden Abay’ı iyi tanımaya çalışmamız lazım. Abay’ı tanımak kendinizi tanımaktır. İnsanın kendini tanıması ve geliştirmesi, bilime ve eğitime öncelik vermesi olgunluğun göstergesidir. Entelektüel millet dediğimiz de budur. Bu bağlamda, Abay kelimesi neslin yol gösterici gücü haline gelmelidir.

Abay her kazak çocuğunu vatansever birey olarak yetiştirmeye davet etti. Onun mirası, ferasetli vatanseverlik okulu ve ülkeye saygını göstergesidir. Dolayısıyla vatandaşlarımızın gözü açık olmasını istiyorsak Abay’ı okumaktan ve şiirlerini ezberlemekten yorulmamalıyız.

Biz vatanı ve milleti Abay gibi sevmeyi öğrenmeliyiz. Büyük şair milletinin eksikliklerini sert bir şekilde eleştirse de tek bir düşünceyi, Kazakları, halkını ileriye çekmeyi amaç edindi.

Abay’ın zengin mirası kazak milletinin yeni kalitesini şekillendirmeye hizmet ediyor. Onun eserlerindeki fikirler her gencin doğasında halkına, vatanı ile toprağına karşı vatanseverlik duygusu yerleştirmektedir. Bu nedenle hakim Abay çalışmalarının meyvesini genç nesillere aktarmak ve hayat felsefesi haline getirmek – ulusal modernleşmeye yol açacak önemli adımlardan biridir.

Devlet İşlerinin Taraftarı

Biz egemen bir ülke olarak gelişmek için devletimizi güçlendirmeliyiz.

Hukukun üstünlüğü ve kamu düzeninin korunması herkesin evrensel bir yükümlülüğü olduğu anlaşılmalıdır. Bu yüzden vatandaşlarımıza ve özellikle gençlerimize devletimize saygı duymanın önemini öğretmeliyiz. Bu noktada tekrar Abay mirasına dikkat etmek gerekir.

Büyük şair eserlerinde, ulusal idealleri yüceltmiş ve ulusal birliği artırmanın önemine değinmiştir.

O adil bir toplum yaratma fikrini ortaya atmıştır. Demek Abay'ın görüşleri, 21. yüzyılda Kazakistan toplumu ve refahı için son derece önemlidir. Hakim Abay’ın prensipleri medeni bir devletin prensiplerine uygundur. Adalet, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, halka hesap verilebilirlik üst düzeyde ise ve sivil toplum temsilcileri devletin işlerine aktif olarak katılıyorsa ancak kesin olarak kurulabilecektir.

Benim “Halkın sesine duyarlı devlet” isimli kavramım işte bu adil toplum idealini geliştirmek amacıyla sunulmuştur. İktidarla toplum arasındaki diyalog devlete olan güveni arttıracaktır. Bakanlar ve valiler dahil olmak üzere hükümet üyeleri, devlet ve sosyal öneme ilişkin konularda karar verirken vatandaşların önerilerini ve isteklerini dikkate almalıdır. Bence bu, Abay'ın bahsettiği adil bir toplumun oluşumu için en önemli koşuludur.

Büyük şairin "Önemli şura kayboldu, ülke fısıldamaya başladı" demesi boşuna değildi. Bu, insanların yöneticilerden memnun olmadıklarını da göstermektedir.

“Fısıltı dışında sırı yok, çalışmaya eğimi yok” çağdaşlarımızın artmaması için her daim halkın dediğine kulak asmak önemlidir. İşte bu anlamda devlet ve toplum temsilcileri önemli konuları tartışarak çözüme kavuşturmak için Milli toplumsal güven konseyini oluşturduk. Konseyin formalite nitelikte iş yapmasını önlemek amacıyla üyeleriyle özel olarak görüşmekteyim ve çalışmalarını yakından takip ediyorum.

Abay'ın eserlerinde liyakat konusuna özel önem atfedilmektedir. O kişiye statüsüne göre değil, azmine ve çalışmasına göre değer vermiştir. Büyük şair Kazak gençliğine rehberlik etmiş ve yol-yordam göstermiştir.

Şu anda Kazakistan siyasi modernleşme sürecinden geçmektedir. Elbaşının desteğiyle ülke yönetimine yeni nesil liderler gelmeye başladı. Buna rağmen ülkemizin radikal siyasi değişime ihtiyaç duyduğuna dair fikirler de sık sık dillendirilmektedir. Ancak bu konuda ulusal bir konsensüse varmak, devletin imkanlarını değerlendirmek ve ona karşı sorumlu bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Radikal değişimi dile getirenler ülkenin geleceğini umursamamakta, sadece popülist fikirlere odaklanmaktadırlar.

Popülizm olumsuz bir eğilim olarak küresel bir karakter kazandı. Dünyanın her yerinde genellikle net bir stratejisi olmayan ve çıplak sloganlarla güç arayan grupların sesleri vardır. Böyle gürültücü insanlarla ilgili olarak Abay, "hileli dille oyalar, gider bir gün aldatır” demektedir. Aslında bu, herhangi bir ülkenin kalkınmasına ve ulusun kimliğine zarar veren tehlikeli bir süreçtir.

Bize Abay'ın dediği gibi, övünmek, diğerlerini hor, kendimiz büyük görmek, çekişme hiç yakışmamaktadır. Dünyada ve ülkemizde neler olup bittiğini net ve dikkatli bir şekilde analiz edebilmeliyiz. İstikrar ve gelişmemizi garanti eden barış ve birliği her şeyden önce koymak önemlidir. Devlet uğruna, önce sürekliliği koruyarak, dökülen terin ve harcanan emeğin boşa gitmemesini sağlayalım.

Sadece böyle bir politika izleyerek tüm stratejik hedeflerimize ulaşabilir ve Kazakistan'ı en gelişmiş ülkelerden biri haline getirebiliriz.

Yeni Toplumun Muhafızı

Yeni Kazakistan çekirdeğini yeni toplumun oluşturacağı açıktır. Bu yönüyle ilk olarak, ulusumuzun onur ve asaletini koruyarak, halkımızın rekabet gücünü artırmaya odaklanmalıyız. Bununla birlikte toplumun gelişimini ve barışımızı bozan olumsuz özelliklerden kurtulmak gereklidir.

Bugün, dünyadaki bazı entelektüeller klasik kapitalizmin çıkmaza girdiğini düşünmekte ve onun geleceğine şüpheyle bakıyorlar.

Çünkü dünyada zengin ile yoksulun, eğitimli ile eğitimsizin, şehirli ile köylünün arasındaki fark çok açıldı. Bu sürecin hızı giderek artıyor. İş sadece kâr amaçlıydı, bilim ayrı bir ortam yarattı ve her biri kendine özgü sorumluluk taşımaya başladı.

Şehirler hızla büyümekle birlikte, köy, kasaba ve beldelerin gelişimi yavaşladı.

Bilim adamları, tüm bunların sosyal sorumluluğun zayıflamasından kaynaklandığına inanmaktadır.

Sosyal sorumluluk nasıl kendi mecrasını bulacak? Tabii ki, bu kolay bir iş değil. Bu karmaşık sorunun çözümü Abay'ın "Bütün (Erdemli) adam" formülünde aranmalıdır. "Bütün (Erdemli) adam" kelimesi, İngilizce "A man of integrity" kavramına denk gelir. Bu sadece ağırbaşlı, kendine güvenen, erdeme ve iyiye çabalayan kişilere özgü özelliktir. Şu anda yaygınlaşmaya başlayan bu kavram Abay tarafından on dokuzuncu yüzyılın başlarında dile getirilmişti.

İnsan hayatı bir bütün olarak çeşitli ilişkilerden oluşur. Onsuz, bir insan toplumdan kopacaktır. Ve iletişim, elbette, karşılıklı sorumluluk yaratır. Bu sorumluluk bencil arayışlar devreye girdiğinde bozulur. Bu yüzden Abay, “Akıl, cesaret, kalbini bir tut, ancak o zaman Bütün (Erdemli) olursun diğerlerinden ayrılarak” diyerek insana nurlu akıl ve ateşli cesaretin dışında sıcak kalbin olmasını gerekli görmektedir.

Şair bu üç kavramı sürekli olarak birlikte değerlendirmektedir, ancak diğer ikisinin kalbe boyun eğmesi gerektiğini ifade eder. Bu – kazak halkının yaşam felsefesidir.

Bu tür yaşam felsefesiyle hayatını idame ettiren halkımız, zor şartlarda yaşamasına rağmen diğer milletlerden insanları bağrına basmıştır. Kendisi yeterli yemeğe sahip olmadığı halde, bir dilim ekmeği paylaşarak yemeyi farz ve görev saymıştır. Her zaman büyüklere saygı, gençlere nezaket göstermiş, düşene destek olabilmiştir. Bu değerleri yüceltmiş ve bugüne ulaştırarak halkımız kendini millet olarak korumak için elinden geleni yapmıştır.

Biz Abay’ın “Bütün (Erdemli) adam” kavramını tekrar irdelememiz lazım. Bu konuyla ilgili, bilim adamlarımızın sağlam araştırmalar yürütmesi gerekmektedir. “Bütün (Erdemli) adam” konseptinin özünde, hayatımızın her bir aşamasının, devlet yönetimi ve eğitim sisteminin, iş ve aile kurumlarının temeli olması gerektiğini düşünüyorum.

Abay'ın eserlerine esas teşkil eden konulardan biri – tembellikle mücadeledir. Şair her daim kaygısız ihmalciliğe, oyuna ve gülmeye karşı olup, diri olmaya çağırır. Onu daima çalışmayla geliştirmeyi takdir etmektedir. Bununla birlikte uygun eylemin endişe ve kaygıyı yendiğini ispat ederek, tembellikle mücadelenin psikolojik yönlerini derinden araştırır. Bugün konuştuğumuz duygusal zekaya o zamanlarda dikkat çekmişti. Övünme ile tembellik psikolojisinden arınarak, gayretle çalışmayı, gayeli ilim aramayı nasihat etmiştir.

Abay şiirlerindeki “Emek çeksen erinmeden, doyar karnın dilenmeden”, “Boğazı tokluk, İşi yokluk, Azdırır insanoğlunu”, “Kendine güven, seni kurtarır, emeğinle aklın” benzeri manalı düşünceler hepimize malum. Her insan bu değerli kavramların bilincinde yaşayarak, yorulmadan ve dürüst çalışmasıyla etrafına örnek olmalıdır.

Halkımız çalışmanın ve emeğin değerini bilmektedir. Biz ebeveynlerimizin savaşın arka cephesindeki ağır çalışmalarının zafer getiren büyük güce dönüştüğünü hala unutmadık. Bugün de sıradan emektar insanların örnek işleri çoktur. Yakın bir zamanda onların bir kısmı devlet nişanlarıyla ödüllendirildi.

En önemlisi, bugünkü barış zamanında her bir vatandaş kendi emeğiyle ülkemizin ekonomisini ilerletmeye doğrudan etkilediğini anlaması lazım.

Abay’ı kendi döneminin çalışma motivasyonu olarak adlandırabiliriz. Büyük düşünür çalışmalarında mesleğiyle nasibini bulanlara, çalışmaya alışmanın yollarını göstermektedir. O refah düzeyinin artması için çalışmanın yeni metotlarını öğrenmeye davet eder. Bununla birlikte şair girişimciliği, meslekte dürüst ve adil olmayı vurgular. Örneğin kendisinin 10. kara sözünde “Üşenmeden çalışsa, bıkmadan arasa, uygun bir iş yapsa, kim zengin olmaz” demektedir.

Abay'a göre, geçimini sağlamak için zanaat öğrenmek gerekmektedir. Çünkü "mal tükenir ama el sanatı tükenmez" (33. kara söz). Büyük şairin fikirlerinin bugün Kazakistan toplumu için geçerli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bugün hammadde bağımlılığı psikolojisinden kurtulma ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini en üst düzeye çıkarma ihtiyacını önemle vurgulamaktayız.

Dünya Kültürünün Şahsiyeti

Şu anki medeni ülkelerin tümüne yakını yüksek tarihi şahsiyetlerle gurur duyabilir. Bunların arasında siyasetçiler, devlet erkanları ve toplumsal şahsiyetler, komutanlar, şairler, yazarlar, sanat ve kültür ustaları var. Kazak halkı da eşsiz evlatlardan yoksun değildir. Bunların arasında Abay çok özel bir yere sahiptir. Ancak biz büyük düşünürümüzü dünyaya yeterince tanıtamamışızdır.

Ben uzun yıllık diplomatik hizmetimde farklı ülkelerin siyasetçileri, çeşitli alanların uzmanları ile sık sık muhatap oluyordum. Farklı ülkelerin insanlarıyla tüm insanoğluna ortak pek çok güncel konular üzerinde fikir alışverişinde bulundum. Genelde onlar Kazakistan’ın siyasi ve ekonomik başarıları hakkında iyi bilirler. Manevi ve kültürel değerlerimiz hakkında ise bilgi sahibi sayılmazlar. Bu itibarla, “Neden Kazak kimliğini ve kültürünü Abay üzerinden tanıtmıyoruz?” sorusu geliyor akla.

Ulu Abay Kazak toprağından çıkan dünya seviyesindeki bir dâhidir. O bütün insanoğluna düşünce meyvelerini hediye etmiştir.

Abay’ın şairlik kuvvetinin köklerini yakından inceleyen araştırmacılarımız onun Kazak folkloründen, Doğu ile Batı’nın hitap sanatından, Rus edebiyatından, tarihi çalışmalardan esinlendiğini söylüyorlar.

Abay’ın dehası onun dini anlayışından da açıkça görünmektedir. “Allah’ın varlığı da gerçek, O’nun kelamı da haktır, Hak kelam hiçbir zaman yalan olmaz” diyor şair. Bu kanaate Doğu ve Batı filozoflarının eserlerini derinlemesine irdeleyip inceledikten sonra vardığı gerçektir. Ulu düşünür meşhur Sözlerinden 38. Sözünde ise Allah’a ilişkin kanaatlerini etraflıca açıklamakta.

Abay’ın manevi bakış açısını değerlendiren ilahiyatçılar, filozoflar ve ulema onun “Kemale Ermiş Müslüman” kavramına özel dikkat çekiyorlar. “Kemale Ermiş Müslüman” kavramı salt Kazaklara ilişkin değil, tüm Müslüman Alemi ile bağlantılı olarak kullanılsa gerek. Böylece bizim düşünürümüz Abay, Hakim Abay dünya çapında söz konusu dini görüşleri ile de yükselmeye devam edecek bir şahsiyettir.

Başkentimizde bütün dinleri bir araya getirerek, düzenli olarak geleneksel toplantı düzenlemekte olduğumuzu biliyorsunuz. Bu tür etkinliklerin amacı ile ulu Abay’ın tutumları arasında karşılıklı uyum söz konusudur.

Şairin tüm insanoğlunun iç dünyasının temizliğini koruma isteği hepimizi düşündürmektedir.

Muhtar Auezov’un “Abay Yolu” romanı üzerinden Abay karakteri sanatsal karakter olarak dünya edebiyatında yüksek değerlendirme aldığı bilinmektedir. Bu, Abay’ı tanımanın sadece bir yönüdür. Gerçek Abay’ı, şair Abay’ı tanımak için onun şiirleri ile kara sözlerinde dile getirilen fikirlerin anlamı açılması gerekiyor. Abay’ın eserleri dünyanın en yaygın dillerine tüm renklerini koruyarak çevrilmelidir. Biz bunu tamamıyla başarabildik demeye daha erken. Gerçek milli şairlerin eserlerini başka dillere çevirme kolay bir iş değil. Tercüman da o düşünür kadar deha sahibi olmalı. Bizim Abay araştırmacılarımız ve dil uzmanlarımız bu konuya özel önem vermeleri gerekiyor.

Elbaşı Nursultan Nazarbayev “Abay Kazak halkının manevi hazinesine ölçüsüz katkı sağlayan bir alimden ziyade Kazak halkının bir ulus olma yolunda muazzam çaba sarf eden dâhidir.

Abay dünya çapındaki düşünürlerin safında yer bulan muhteşem bir şahsiyettir.” dedi. Nitekim bilge şairin eserleri sadece Kazakların değil, tüm insanlığın manevi hayatını zenginleştirebilir. Zira Abay’ın eserleri evrensel insani değerlerle dolup taşımakta. Onun “kara sözleri” dünya halklarının ortak hazinesidir. Bu, klasik ahlaki düşünceler derlemesidir. Bu, olağanüstü bir tarzdır ve terbiye nasihatleri, ibretlik sözler, ahlak öğütleri gibi çeşitli isimlerle adlandırılmakta.

Abay kara sözlerinde insanoğlunun ortak miraslarını yücelterek, uzaklara kanat gerdiğini göstermekte. Onun kara sözleri insanlık, kültür, erdeme dayanmaktadır. Abay Hakimin kara sözlerine benzer çalışmaları araştırdığımızda Fransız düşünürü Michel de Montaigne’in yazıları karşımıza çıkıyor. Yine de Montaigne çalışmalarında daha çok kendi kişiliği ve insan kimliği üzerinde duruyor iken, Abay kara sözlerinin ana misyonu düşünmek, başkalarını düşündürmek, amacı ilkeye dönüştürmektir. Demek ki ulu düşünürün kara sözleri oldukça değerli bir eserdir.

Dünya kültüründe Abay’ı ne kadar iyi tanıtabilsek, milletimizin de şanını o kadar yüceltmiş oluruz. Bugünkü küreselleşme ve bilgi teknolojileri devrinde Abay’ın sözü herkesi düşündürtmeli.

Dünyada bilimle eğitimin çeşitli alanlarını geliştirmeye muazzam katkı sağlayarak, bütün insanlığa ortak düşünür olarak tanınan şahsiyetler yeterlidir. Örneğin Çin denildiğine Lao-tzu ve Konfüçyüs, Rusya denildiğinde Dostoyevski ve Tolstoy, Fransa denildiğinde Voltaire ve Rousseau ilk akla gelirler. Aynı şekilde yurtdışında Kazakistan denildiğinde ilk akla gelen Abay ismi olması yolunda çalışmalıyız. Diğer milletler “Kazak halkı Abay’ın halkıdır” diyerek saygı göstermesi bizim için büyük bir onur olurdu.

Abay’ı ne kadar yüceltsek de yakışır. Onun ibretli yaşam öyküsü ve gerçek sanatı salt Kazak halkına değil, tüm dünya halklarına sunulan harika bir manevi mirastır. Abay’ın birey ve toplum, bilim ve eğitim, din ve gelenek, doğa ve çevre, devlet ve iktidar, dil ve iletişimle ilgili dile getirdiği fikirleri yüzyıllar geçse de önemini yitirmez. Zira şairin mirası bütün insanlığın manevi gıdasıdır.

Kazak halkı var olduğu sürece Abay ismi yücelmeye devam edecek. Onun kıymetli öğütlerini manevi değerimiz olarak yüksek tutsak ülkemizin dünya nezdindeki itibarı daha da büyüyeceği muhakkaktır.

Her şeyden evvel Abay’ı milletimizin kültürel sermayesi olarak yaygınlaştırmalıyız. Uygar ülkeler Kazak’ın kimliğini, kültürünü ve edebiyatını, manevi ufkunu halkımızın dünya çapındaki seçkin evlatlarının duruşu ve ünü ile değerlendirdiğini unutmayalım. Dolayısıyla Abay’ı yeni Kazakistan’ın markası olarak dünya kamuoyuna genişçe tanıtmalıyız. Bu, bugünkü neslin kutsal görevidir.

Yıldönümü Kutlamasının Anlamı

Biz milli bilinci yenilemek ve rekabetçi ulus oluşturmak istiyorsak Abay’ın eserlerini dikkatlice okumalıyız. Onun toplumdaki çeşitli süreçlere ilişkin görüşleri bugünkü Kazakistan için son derece yararlıdır. Sırf kendi çağının değil, günümüz toplumunun da biçimini tanıtan Abay halkımızın egemenlik ülküsünün ayrılmaz yol gösterici yıldızıdır.

Her bir Kazak evinin en onurlu mevkiinde bir dombıra çalgısı bulunmalı şeklindeki bir anlayışın varlığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde her evde Abay’ın kitabı ile Muhtar Auezov’un “Abay Yolu” romanının bulunması gerektiği kanaatindeyim.

Gelecek kuşaklar Abay’ın bıraktığı yoldan gitmeli. Bu, ulu şairin hayalinin vücut bulmasıdır. Bu nedenle biz Abay’ın fikrinden de yıldönümü kutlamalarından da anlam çıkarmalıyız.

Bu yıl Abay’ın 175. Yıldönümü dolayısıyla uluslararası seviyede, ülke çapında ve bölgesel çapta 500’den fazla etkinlik düzenlenecek. Ağustos ayında Semey’de UNESCO ile birlikte düzenlenecek “Abay mirası ve dünya maneviyatı” başlıklı bilimsel konferans en önemli etkinlik olacak. Bununla birlikte Nur-Sultan’da “Abay ve manevi yenilenme meseleleri” konulu uluslararası konferans gerçekleşecek. Bu etkinliklerde Abay’ın kişiliği ve mirası etraflıca incelenerek, onun çalışmaları 21. yüzyıldaki yeni Kazakistan’ın yararına kullanmaya yol açılacaktır.

Önemli projelerden birisi büyük şairin eserlerini 10 dile çevirerek yayınlamak olacak. Abay’ın eserleri İngilizce, Arapça, Japonca, İspanyolca, İtalyanca, Çince, Almanca, Rusça, Türkçe, Fransızca’ ya çevrilecek. Şairin hayatı, mirası, Kazak kültürünü geliştirmedeki rolünü anlatan belgeseller ve “Abay” dizisinin çekimi yapılacak.

Şairin yıldönümü kutlamalarında sanat alanı da aktif olarak yer alacak. Ülke ve uluslararası çapta tiyatro ve müzik festivalleri gerçekleştirilecek. İçinde bulunduğumuz yılın yarışmaları Abay edebiyatına ithaf edilecek. Edebiyat ve sanat alanlarındaki en iyi eserlere verilecek devlet ödülü bundan böyle Abay Devlet Ödülü olarak isimlendirilecektir.

Abay kişiliği ve mirasını yüceltme yurtdışında da sürdürülecek. Rusya, Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerdeki Kazakistan Büyükelçilikleri bünyesinde “Abay Merkezlerini” kurmak planlanmaktadır. Bu kültürel etkinlikler israfa kaçmadan düzenlenmelidir.

Doğu Kazakistan Eyaleti Akşokı köyündeki Kunanbay Öskenbayulı aile mezarlığı iyileştirilecek.

Bununla beraber Abay kişiliğini yüksek derecede yüceltmek üzere Hükümetin şu şekilde önlem alması gerektiğini düşünüyorum:

Semey bölgesi Kazak tarihindeki kutsal topraklardan birisidir. Dolayısıyla ülkenin manevi gelişiminde özel bir yere sahip Semey şehrinin tarihi merkez olarak belirlenmesi gerekmekte. Ulu Abay ve Şakerim’in, Muhtar Auezov’un doğduğu toprak özel saygıya layık. Bu bağlamda şehri sosyo-ekonomik açıdan kapsamlı bir şekilde geliştirerek, oradaki tarihi ve kültürel nesneleri yeni şartlara uygun olarak yenileyeceğiz. Hükümete bu konuya ilişkin gerekli tüm önlemleri alma talimatı veriyorum.

Kutlamalar kapsamında Abay’ın kutsal mekanı meşhur Jidebay’ı iyileştirerek, ulu şairin ruhuna dua okumaya gelecekler için uygun şartlar yapmak gerekmekte.

Bununla birlikte Abay’ın Jidebay-Börili devlet tarihi-kültürel müzesine özel önem vererek, bilimsel ve eğitici çalışmalar yürüten bir merkeze dönüştürülmeli.

Jidebay’da müze için “Abay Mirası” adı altında yeni bir bina inşa edilmeli.

1918 yılında Semey’de Muhtar Auezov ile Jüsipbek Aymauıtov’un temelini attığı ve 1992 yılından beri yeniden basılmaya başlayan “Abay” dergisine devlet tarafından destek sağlanmalı.

Bu ve başka da kapsamlı etkinlikler ulu Abay’ın ruhuna saygı göstermek ve onun bıraktığı büyük mirasını yüceltmek için yapılacaktır. Öyleyse bütün Kazakistan halkını bu güzel girişime aktif katılmaya davet ediyorum.

***

Biz Abay’ın 175. Yıldönümüne toplumsal bilinci modernleştiren, ülke ve bütün ulus olarak gelişmemize vesile olacak etkinlik olması vesilesiyle büyük önem vermekteyiz.

Bu kutlama kapsamındaki en büyük amacımızın tüm halkın ulus mürşidi önündeki hesap vermesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Abay eleştirisi – ağırdır, yapısaldır.

Elbaşının öncülüğünde, halkın desteğiyle büyük zirvelere ulaştık. En gelişmiş 50 ülkeye dahil olmayı amaç edindik, bu amaca vaktinden önce ulaştık.

En gelişmiş 30 ülkeden biri olmayı amaçladık. O amaca da ulaşacağız. Bu amaca ulaşmada bize Abay mirası yardım edecektir. Sonraki görevimiz Abay'ın yardımını anlayıp ve irdeleyebileceğimizle ilgilidir.

Ululuğun toyu, ulus önündeki ulu yükümlülüğün ifa edilmesine yönelik yol aramaya vesile olmalıdır. Her bir vatandaşımızın bu toydan önce ülkemiz ve devletimizle ilgili derin düşünceleri boylamasını arzu ediyoruz. Abay bize neyi emanet etti? Abay bizden neyi talep etti? Abay bizden neyi bekledi? Abay milletin hangi işlerine sevinmişti? Sevindiği işinden öğrenebildik mi? Abay Kazakların hangi işlerine üzülmüştü? Üzüldüğü işten kurtulabildik mi? Her şeyden önce beş asil işi hayata geçirerek, beş düşmandan bedenimizi arındırabildik mi, tarzında düşünceler bile birçok konuyu aşmamıza fırsat verecektir.

Abay mirası – bizim ulus olarak birleşmemize, devlet olarak gelişmemize yol açacak değerli hazinedir.

Hayatın her alanında Abay’ın öğütlerini dinleyip, dediğini yerine getirirsek ülke olarak kalkınır, devlet olarak hedefimize ulaşırız.

Abay’ın hayali – halk hayalidir. Halk hayali ile emanetini yerine getirmek için usanmadan çalışmamız gerekir. Abay’ın öğüt ve örnek kişiliği 21. Yüzyıldaki yeni Kazakistan’ı büyük zirvelere taşıyacaktır.

Kassym-Jomart TOKAYEV
Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

Дата публикации
27 марта 2020
Дата обновления
27 марта 2020
Тип
Bilgi

Сейчас читают

Bilgi
28 мая 2025
Konsolosluk ve vize işlemleri
Bilgi
05 апреля 2025
Vize düzenleme ve uzatma
Bilgi
18 марта 2024
Yabancı Vatandaşlar için Konsolosluk Hizmetleri

Социальные медиа

KzEmbassyTr
KzEmbassyTr
KzEmbassyTr

Меню подвал

Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ulusa Seslenişi
Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Sembolleri
Kazakistan Cumhuriyeti Başbakanı web sitesi
Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı web sitesi
Açık Hükümet